risk analizi

Risk Analizi

İş sağlığı ve güvenliği çalışmalarının amaçlarından biri iş kazaları ve meslek hastalıklarından çalışanları korumak, daha sağlıklı bir ortamda çalışmalarını sağlamaktır. Ancak iki husus daha vardır ki, bunları da göz ardı etmemek gerekir.

İş sağlığı ve güvenliği çalışmalarının amaçlarından biri iş kazaları ve meslek hastalıklarından çalışanları korumak, daha sağlıklı bir ortamda çalışmalarını sağlamaktır. Ancak iki husus daha vardır ki, bunları da göz ardı etmemek gerekir. Bunlardan biri üretim güvenliğini sağlayarak verimi artırmak diğeri ise işletme güvenliğini sağlamaktır. Yasalar ve yönetmelikler çalışma ve güvenlik şartlarına ilişkin sorumlulukları tanımlamaktadır. Ülkeler arasında yasal mevzuat ve uygulanması konusunda birçok farklılıklar bulunmaktadır. Fakat bunların tümünde sistematik güvenlik çalışması yapılması tezi savunulmaktadır. Uluslararası mevzuatlardaki ortak konular aşağıda verilmiştir:

• İşveren işyerinde sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamı sağlamakla yükümlüdür,

• İşyerindeki sağlık, güvenlik ve çevre yönetimi yeterli seviyede düzenlenmiş olmalıdır,

• Çalışanlar tehlikeler ve güvenli çalışma konusunda bilgilendirilmeli ve eğitilmelidir,

• Tehlikeler tanımlanmalı ve değerlendirilmeli, gerekiyorsa azaltılmalı veya ortadan kaldırılmalıdır.

İş sağlığı ve güvenliği son yıllarda AB’nin de en çok yoğunlaştığı ve önem verdiği sosyal politika konularından birisidir. Avrupa Komisyonunun belirlediği 2002- 2006 yılları için iş sağlığı ve güvenliği stratejisi, “çalışma hayatındaki değişimleri ve başta psiko-sosyal konularda olmak üzere yeni risklerin ortaya çıkması durumunu göz önünde bulundurarak “Global bir iş sağlığı ve güvenliği yaklaşımı”nı benimsemektedir. 2003 yılı Katılım Ortaklığı Belgesi’nin “Sosyal Politika ve İstihdam” başlığı altında kısa vadeli tedbir olarak yer alan iş sağlığı ve güvenliği konusunda, AB Mevzuatı’nın iç hukuka aktarımı için bir program kabul edilmiş ve orta vadede de bu mevzuatın iç hukuka aktarımı ve uygulanması için çalışmalar başlatılmıştır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından uyumlaştırılan en önemli direktif olan “89/391 sayılı Konsey Direktifi İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği” olarak yayınlanmış, ancak Danıştay 10. Dairesi İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği’nin yürütmesini 2004/1942 esas nolu ve 24 Mayıs 2004 tarihli kararı ile iptal etmiştir. Uzun bir aradan sonra 20.06.2012 tarihinde 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu içerisinde söz konusu çerçeve direktifin ana unsurları mevzuatımıza uyumlaştırılmıştır. 6331 sayılı İş sağlığı ve Güvenliği Kanunu’na göre işletmelerin yapması gereken en önemli yükümlülüklerden birisi “Risk Değerlendirmesi yapma veya yaptırma yükümlülüğü”dür. Yeni kanunumuzun yayınlanmasını takiben İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği, 29.12.2012 tarih ve 28512 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Yönetmelik ile tüm işyerlerinde risk değerlendirmesinin yapılması veya yaptırılması ile ilgili ayrıntılar belirlenmiştir. Risk Değerlendirme Kavramı Yeni 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nda risk değerlendirmesi, işyerinde var olan ya da dışarıdan gelebilecek tehlikelerin belirlenmesi, bu tehlikelerin riske dönüşmesine yol açan faktörler ile tehlikelerden kaynaklanan risklerin analiz edilerek derecelendirilmesi ve kontrol tedbirlerinin kararlaştırılması amacıyla yapılması gerekli çalışmalar olarak tanımlanmıştır. Risk değerlendirmesi; işyerlerinde var olan ya da dışarıdan gelebilecek tehlikelerin, çalışanlara, işyerine ve çevresine verebileceği zararların ve bunlara karşı alınacak önlemlerin belirlenmesi amacıyla yapılması gerekli çalışmalardır. Endüstriyel işletmelerde çalışanların sağlık ve güvenliklerini olumsuz etkileyen bir çok tehlike ve risk bulunmaktadır. Bu tehlike ve risklerin ortadan kaldırması veya kabul edilebilir seviyelere indirilerek kontrol altına alınması gerekmektedir. Risk değerlendirme çalışmaları proaktif çalışmalardır, yani herhangi bir kaza veya meslek hastalığı meydana gelmeden bu kaza veya hastalığı meydana getirebilecek koşulların ortadan kaldırılmasını sağlayacak çalışmaların yapılması işlemidir. Risk değerlendirmesinin ne olduğunu ve nasıl yapıldığını anlamamız için öncelikle tehlike, risk ve risk değerlendirmesinin tanımlamasını yapmamız gerekir. 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nda tehlike, işyerinde var olan ya da dışarıdan gelebilecek, çalışanı veya işyerini etkileyebilecek zarar veya hasar verme potansiyeli olarak, risk ise tehlikeden kaynaklanacak kayıp, yaralanma ya da başka zararlı sonuç meydana gelme ihtimali olarak tarif edilmiştir.

Risk, sözlük anlamı olarak zarara uğrama tehlikesidir ve öngörülebilir tehlikeleri ifade etmektedir. Risk değerlendirmesi kavramının muhtelif kaynaklarda çok fazla tanımı bulunmaktadır. Risk değerlendirmesi kısaca, riskin büyüklüğünün tahmin edilmesini ve riskin kabul edilebilir seviyede olup olmadığının tanımlanmasını kapsayan süreçtir.

Yani risk değerlendirme herhangi bir tehlike ortaya çıkmadan önce bu tehlikenin ortaya çıkarabileceği şiddetin büyüklüğünü ve ortaya çıkma olasılığını tahmin etme işlemidir. Risk Değerlendirmesi Etkilenen Hedef Tehlike Sonuç Olasılık (p) İşletmelerde tehlikelerin tanımlandığı, belirlendiği ve bu tehlikelere karşı alınacak önlemlerin belirlenerek azaltma ölçümlemelerinin yapıldığı, riskleri elimine etmek için yasal mevzuatlara entegre programların oluşturulduğu ve uygulandığı, çalışmaların dokümante edilerek çalışanlara bildirildiği yönetim sistemlerine “İş Sağlığı ve İş Güvenliği Yönetim Sistemleri” denmektedir. İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sisteminin temel direğini ise “Risk Değerlendirmesi” oluşturmaktadır.

risk analizi